Bu aralar sürekli berabere kalıp şampiyonluk umutlarından olsakta bir başkadır takımımın maçlarını izlemek… Maç öncesi gidilen ÇARŞI’da rakı+balık+muhabetin yanında renkli, çoşkulu bir taraftar grubu vardır bir anda sizi içine çeken. Bitmeyen tezahüratlar yemeğinize eşlik eder bir de bayan olmanın avantajı, kibar takımdaşlardan gelen bir demet çiçekle tamamlarsınız mutlaka günü :)) Bu ilk edabıdır daha maç gecelerinin sonrasında Dolmabahçe’ye kadar asırlık ağaçlar ve ATA’nın fotografları ile kolkola yürürsünüz.
Yaratıcıdır KARA KARTALLAR bilirsiniz ama bir de keyfine düşkünleri vardır ki kadehini stada kadar taşımak ister :))
Her maçta çoşkumuz eksik olmaz… Protestomuz bile çoşkuludur :))
Ertu’nun ısmarladığı şipşak Türk Kahvesi’de devre arasının vazgeçilmezidir. Sonrasında maçın skoruna göre ya marşlarla döneriz evimize ya sessiz sedasız… (tamam tamam itiraf ediyorum bazen küfürlerde işitilmektedir bu arada :))
Son söz; BEŞİKTAŞK :))